Birazdan yemek yiyeceğiz.
- We'll be eating soon.
Sakıncası yoksa birazdan buraya gelin.
- Please come here soon if you don't mind.
O, kazadan hemen sonra öldü.
- He died soon after the accident.
O saat beşten hemen sonra geri döndü.
- She came back soon after five o'clock.
Onu ne kadar erken yaparsan, o kadar iyi.
- The sooner you do it, the better it is.
Üzgünüm sana daha erken yazamadım.
- I'm sorry I couldn't write to you sooner.
Az sonra çay hazırdı.
- Soon, the tea was ready.
Gökyüzünün harika rengi az sonra yok oldu.
- The beautiful color of the sky soon faded away.
Tom'un yakın zamanda hapishaneden çıkacağı olası değil.
- It's unlikely that Tom will get out of prison anytime soon.
Yakın zamanda Boston'a geri gidecek misin?
- Are you going back to Boston anytime soon?
O yakında hastaneden ayrılacak.
- She will leave the hospital soon.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.