Tom süreci hızlandırmak için elinden geleni yaptı.
- Tom did his best to speed up the process.
Süreci biraz hızlandırabilip hızlandıramayacağımıza bakalım.
- Let's see if we can speed up the process a little.
Haydi Arianna, hızlan, yoksa asla oraya ulaşamayacağız!
- Come on, Arianna, speed up or we'll never get there!
... We're all swept up in the river of time. Time can speed up and slow down. Time ...
... practical proposals to speed up bro ...