speed or velocity

listen to the pronunciation of speed or velocity
English - Turkish

Definition of speed or velocity in English Turkish dictionary

pace
{i} (yürürken atılan) adım
pace
yürürken atılan adım
pace
adim atmak
pace
arşınlamak
pace
adımlamak
pace
koşu ya da yürüyüş hızını belirlemek
pace
bir a dımda katedilen mesafe
pace
{i} uygun adım yürüyüş
pace
{f} adımla

Karanlık olmaya başladığında, ben adımlarımı hızlandırdım. - When it started to get dark, I quickened my pace.

pace
set the için pace yarış veya yürüyüşte sürati tayin etmek
pace
put one through his paces bir kimsenin kabiliyetini denemek
pace
{f} düzene sokmak
pace
(Askeri) (GROUND FORCES) YÜRÜYÜŞ HIZI (KARA KUVVETLERİ): Kara Kuvvetlerinde, önceden belirtilmiş ortalama yürüyüş hızını düzenleyen bir kol veya unsurun hızı
pace
{f} hızını ayarlamak
pace
yürüyüş sürati
pace
{f} bir

Benim bir kalp pilim var. - I've got a pacemaker.

İşte yoğun geçen birkaç günden sonra, Tom bir değişikliği iple çekiyor. - After a hectic few days at work, Tom is looking forward to a change of pace.

pace
(fiil) adımlamak, yürümek, volta atmak, düzene sokmak, hızını ayarlamak, rahvan gitmek
pace
{i} hız

O büyük bir hızla yürüdü. - He walked at a quick pace.

Tom işleri kendi hızınızda yapar. - Tom does things at his own pace.

pace
(isim) adım, yürüyüş, uygun adım yürüyüş, hız
pace
hatve
English - English
pace
speed or velocity

    Hyphenation

    speed or ve·loc·i·ty

    Turkish pronunciation

    spid ır vıläsıti

    Pronunciation

    /ˈspēd ər vəˈläsətē/ /ˈspiːd ɜr vəˈlɑːsətiː/
Favorites