German - Turkish
Definition of spannend in German Turkish dictionary
- {'şpanınt} ilginç, heyecanlı, sürükleyici
- heyecan vermek
- heyecanlandırıcı
- heyecan veren
- sürükleyici
- çekişmeli
English - Turkish
Definition of spannend in English Turkish dictionary
- exciting
- heyecan verici
Futbol heyecan verici bir spordur.
-Soccer is an exciting sport.
Futbol heyecan verici bir oyundur.
-Soccer is an exciting game.
- exciting
- {s} heyecanlı
O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı.
-He has written a number of exciting detective stories.
Heyecanlı bir oyundu.Herkes heyecanlandı.
-That was an exciting game. Everybody was excited.
- compelling
- {s} zorlayan
- exciting
- {f} heyecanlandır
İspanya'yı ilk ziyaretimde her şey beni heyecanlandırıyordu.
-Everything was exciting to me when I visited Spain for the first time.
Buz hokeyi heyecanlandırıcı bir spordur.
-Ice hockey is an exciting sport.
- compelling
- zorlayarak
- compelling
- çetin
- compelling
- dayatmacı
- exciting
- heyecanlandırma
- compelling
- {f} zorla
- compelling
- zorla(mak)
- exciting
- {s} ilginç
Bu hikaye ilginç, eğlenceli ve hatta heyecan verici.
-This story is interesting, funny and even exciting.
- compelling
- gerektir/zorla
- compelling
- {s} zorlayıcı
- compelling
- {s} ilgi uyandıran
Bu çok ilgi uyandıran bir hikaye.
-That's a very compelling story.
- compelling
- {s} saygı uyandıran
- compelling
- gerektiren/zorlayan
- exciting
- (Tıp) Uyarıcı, harekete sevkedici, kişide heyecan doğurucu
- exciting
- (sıfat) heyecanlandırıcı, heyecanlı, heyecan verici, ilginç, uyarıcı
Related Terms
German - English
Definition of spannend in German English dictionary
- suspense-packed
- compelling
- excitingly
- stretching
- gripping
- chucking
- spanning
- thrilling
- exciting
- pulsating (filled with suspense)
- stirring
- enthralling
- excıtıng
- spannend (Buch, Film)
- spellbinding
- 'Hast du den Film spannend gefunden?' '(Ganz) im Gegenteil, ich bin zwischendurc
- 'Didn't you find the film exciting?' 'On the contrary, I nearly fell asleep half way through it!'
- Das Spiel blieb bis zum letzten Augenblick spannend.
- The game went down to the wire
- Macht es nicht so spannend, Leute!
- Don't keep us in suspense guys!
- bis zum Ende spannend bleiben
- to be a cliffhanger until the very end
- bis zur letzten Minute spannend bleiben
- to go down to the wire
- sich spannend
- tautening