Çocuklar geniş ve ferah sınıf işgal etti.
- The children occupied the large and spacious classroom.
Tom'un dairesi ferahtır.
- Tom's apartment is spacious.
Baba oturma odamızı daha geniş yaptı.
- Father made our living room more spacious.
Onların yemek odası çok geniş.
- Their dining room is very spacious.
Odadaki bir ayna duvar bir ferahlık yanılsaması yaratır.
- A mirror wall in the room creates an illusion of spaciousness.
. and it has a spacious view of the mountains.
The apartment has a spacious bedroom . . .