Bildiğim kadarıyla, söylenti doğru değildir.
- The rumor is not true as far as I know.
Anladığım kadarıyla, öylesine bir plan imkansızdır.
- As far as my experience goes, such a plan is impossible.
Bildiğim kadarıyla, o iyi bir adam.
- He is, so far as I know, a good guy.
O, bildiğim kadarıyla, güvenilir bir arkadaştır.
- He is, so far as I know, a reliable friend.
Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
- Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
Mümkün olduğu kadar tünellerden kaçınmaya çalışacağım.
- I will try to avoid tunnels as much as possible.
Bir yabancı dili öğrenmek istiyorsan mümkün olduğu kadar çok çalışmalısın.
- If you want to master a foreign language, you must study as much as possible.
O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor.
- He earns three times as much as I do.
Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor.
- As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.
Varoluşumuzu olabildiğince kabul etmeliyiz.
- We must accept our existence as far as possible.
Onun Tom'a güvendiği kadar çok Tom Mary'ye güvenmiyor.
- Tom didn't trust Mary as much as she trusted him.
Tom beni otuz dolara istediğin kadar çok yiyebileceğin bir restorana götürdü.
- Tom took me to a restaurant where you can eat as much as you want for thirty dollars.
insofar as (or that), to the extent that, to such an extent.
Anladığım kadarıyla, öylesine bir plan imkansızdır.
- As far as my experience goes, such a plan is impossible.
Biz 6 kilometre kadar yürüdük.
- We walked as far as 6 kilometers.