Hatırladığım kadarıyla, o onu söylemedi.
- As far as I remember, he didn't say that.
Anladığım kadarıyla, öylesine bir plan imkansızdır.
- As far as my experience goes, such a plan is impossible.
Bildiğim kadarıyla, o iyi bir adam.
- He is, so far as I know, a good guy.
Bildiğim kadarıyla böyle bir sözcük yok.
- So far as I know, there is no such word.
Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
- Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
Mümkün olduğu kadar tünellerden kaçınmaya çalışacağım.
- I will try to avoid tunnels as much as possible.
Onları ziyaret etmeden önce, kültürleri hakkında mümkün olduğu kadar çok bilgi sahibi olduk.
- We learned as much as possible about their culture before visiting them.
Ben elimden geldiği kadar yardımcı olacağım.
- I will help as much as I can.
O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor.
- He earns three times as much as I do.
Varoluşumuzu olabildiğince kabul etmeliyiz.
- We must accept our existence as far as possible.
Onun Tom'a güvendiği kadar çok Tom Mary'ye güvenmiyor.
- Tom didn't trust Mary as much as she trusted him.
Tom beni otuz dolara istediğin kadar çok yiyebileceğin bir restorana götürdü.
- Tom took me to a restaurant where you can eat as much as you want for thirty dollars.
insofar as (or that), to the extent that, to such an extent.
Anladığım kadarıyla, öylesine bir plan imkansızdır.
- As far as my experience goes, such a plan is impossible.
Biz 6 kilometre kadar yürüdük.
- We walked as far as 6 kilometers.