Çorba son derece sıcak.
- The soup is terribly hot.
Bir bardak sıcak çorba beni rahatlattı.
- A cup of hot soup relaxed me.
Grup, gelecek turla ilgili çok heyecanlı.
- The band are very excited about their upcoming tour.
Heyecanlı kızlar hoş görünebilir.
- Excited girls look pretty sometimes.
Oyun çok sayıda insanı heyecanlandırdı.
- The game excited lots of people.
Onun tur vuruşu kalabalığı heyecanlandırdı.
- His home run excited the crowd.
Stadyumda bir sürü coşkulu taraftar vardı.
- There were a lot of excited fans in the stadium.
Sen çok heyecanlanmış olmalısın.
- You must be very excited.
Tom bir şeyden heyecanlanmıştı.
- Tom was excited about something.
Pho is a traditional Vietnamese soup.