sosyalleşme

listen to the pronunciation of sosyalleşme
Turkish - English
socialization
{i} socialising
sosyal
{s} sociable

Tom definitely needs to be a bit more sociable. - Tom kesinlikle biraz daha sosyal olmalı.

I only drink to be sociable. - Sadece sosyal olmak için içerim.

sosyal
{s} social

There may be a killer who looks harmless in any social network. - Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.

There may be thieves, fakers, perverts or killers in social networks. For your security, you shouldn't believe them. - Sosyal ağlarda hırsızlar, sahteciler, sapıklar veya katiller olabilir. Güvenliğiniz için, onlara inanmamalısınız.

sosyal
gregarious
sosyal
civilized
Sosyal
socient
beklenen sosyalleşme
anticipatory socialization
mesleki sosyalleşme
vocational socialization
sosyal
conversable
sosyal
clubby
sosyal
clubable
sosyal
clubbable
sosyal
social toplumsal, içtimai
sosyal
socio
Turkish - Turkish
Toplumsallaşma
SOSYAL
(Osmanlı Dönemi) Fr. İçtimaî. Cemiyete ait
Sosyal
içtimai
sosyal
Toplumla ilgili, toplumsal, içtimaî
sosyal
Toplumla ilgili, toplumsal, içtimai: "Siz de vaktine, saatine göre ya etraftaki manzaraya, ya birtakım sosyal metafizik düşüncelere yahut da sadece kendi şahsi kaygılanmıza dalıp gitmişsinizdir."- R. N. Güntekin
sosyalleşmek
Toplumsallaşmak
sosyalleşme
Favorites