sorusuz

listen to the pronunciation of sorusuz
Turkish - English
without question
beyond any possible doubt
soru
question

She nodded in response to my question. - Sorumun cevabını başıyla onayladı.

It would be to your advantage to prepare questions in advance. - Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.

soru
interrogative

Interrogative pronouns can be difficult to master in a foreign language. - Soru zamirleri, yabancı bir dilde ustalaşmak için zor olabilir.

soru
inquiries

I made some inquiries. - Bazı soruşturmalar yaptım.

Tom is helping us with our inquiries. - Tom soruşturmalarımızda bize yardım ediyor.

soru
dubitante
soru
(Dilbilim) questions

Some questions were asked me by the teacher. - Öğretmen tarafından bana bazı sorular soruldu.

It was impossible to understand his questions. - Onun sorularını anlamak imkânsızdı.

soru
problem

She kept silent about the problem. - Sorun konusunda sessiz kaldı.

This could become a big problem. - Bu büyük bir sorun olabilirdi.

soru
interrogatives
soru
interrogation

During the interrogation, Fadil appeared to be ready and willing to answer any question. - Sorgulama sırasında, Fadıl herhangi bir soruyu cevaplamaya hazır ve istekli görünüyordu.

soru
inquiry

This discovery opened up the floodgates to research and led to the establishment of the discipline as a legitimate field of inquiry. - Bu keşif araştırma yapmak için bent kapaklarını açtı ve soruşturmanın meşru alanı olarak disiplin kurulmasına neden oldu.

The inquiry did not conclude. - Soruşturma tamamlanmadı.

soru
interrogatory
soru
enquiry

I appreciate your answering my enquiry so promptly. - Soruma çok çabuk cevap verdiğin için minnet duyuyorum.

soru
question, query; interrogative
soru
query
soru
responsible

She is responsible for this broken window. - Bu kırık pencereden o sorumludur.

He is the minister responsible for the environment. - O, çevreden sorumlu bakandır.

soru
questlon
soru
qq
Turkish - Turkish

Definition of sorusuz in Turkish Turkish dictionary

Soru
istifham
Soru
sual
soru
Bir şey öğrenmek için birine yöneltilen ve karşılık gerektiren söz veya yazı, sual
soru
Bir şey öğrenmek için birine yöneltilen ve karşılık gerektiren söz veya yazı, sual: "Minicik ellerini uzatarak bu taş nedir, diyen sorusu hâlâ hatırımızda!"- O. S. Orhon
soru
Bir öğrenciye sınavda yöneltilen söz veya yazı, sual
sorusuz
Favorites