The governor ordered an investigation.
- Vali bir soruşturma emretti.
I don't want the investigation to burn out.
- Ben soruşturmanın yanmasını istemiyorum.
The inquiry did not conclude.
- Soruşturma tamamlanmadı.
On inquiry, I learned that she was out.
- Soruşturmada onun dışarıda olduğunu öğrendim.
The inquest returned a verdict of accidental death.
- Soruşturma bir kaza sonucu ölüm olarak geri döndü.
An inquest will be conducted.
- Soruşturma yapılacaktır.
This discovery opened up the floodgates to research and led to the establishment of the discipline as a legitimate field of inquiry.
- Bu keşif araştırma yapmak için bent kapaklarını açtı ve soruşturmanın meşru alanı olarak disiplin kurulmasına neden oldu.
On inquiry, I learned that she was out.
- Soruşturmada onun dışarıda olduğunu öğrendim.
I made some inquiries.
- Bazı soruşturmalar yaptım.
Tom is helping us with our inquiries.
- Tom soruşturmalarımızda bize yardım ediyor.