sorrow, grief

listen to the pronunciation of sorrow, grief
English - Turkish

Definition of sorrow, grief in English Turkish dictionary

mourn
{f} yas tutmak

Sami, Leyla'ya yas tutmak için geldi. - Sami came to mourn Layla.

mourn
yasını tutmak
site
{i} yer: picnic site piknik yeri. lakefront building sites göl kenarındaki arsalar. archaeological site arkeolojik kazı yeri
site
{f} yerleştir
site
{i} konum
mourn
{f} kederlenmek
site
(Bilgisayar) siteye

Siteye bağlantı yazabilir misiniz? - Would you be able to write down the link to the site?

İnternet'te hiçbir siteye gerçek adımı vermem. - I don't supply my real name to any site on the Internet.

site
şantıye
mourn
yas tut

Tanrı'nın insanlara zalimliği binlercesine yas tutturuyor. - God's inhumanity to man makes countless thousands mourn.

Adam üzücü haberi aldıktan sonra yas tutuyor. - The man is mourning after receiving sad news.

mourn
(for/over ile) yasını tutmak
overcome by grief or sorrow
keder veya üzüntü ile üstesinden
mourn
{f} ağlamak
mourn
mourneryaslı kimse
mourn
{f} matem tutmak
site
{f} oturtmak
site
mevzi
site
{i} yer

Bir UNESCO Dünya Mirası Yeri olarak listelenen şehir merkezine bir ziyaret bir zorunluluktur. - A visit to the city centre, listed as a UNESCO World Heritage Site, is a must.

Bu yer bizim ev için idealdir. - This site is ideal for our house.

site
(isim) mevki, mekân, yer, konum, yerleşim yeri, sahne
site
Küme
English - English
{n} teen
site
mourn

Sire ryght now com rydynge thys way a knyght makynge grete morne, for what cause I can not telle .

sorrow, grief
Favorites