sorgulamak

listen to the pronunciation of sorgulamak
Turkish - English
query
interrogate

The police want to interrogate Tom. - Polis Tom'u sorgulamak istiyor.

(deyim) check up on
poll
quiz
cross-question
examine
to interrogate, to question, to grill
question

When the police stopped him for questioning, Tom tried to make a run for it. - Polis onu sorgulamak için durdurduğunda Tom kaçmaya çalıştı.

I'd like to question Tom. - Tom'u sorgulamak istiyorum.

to interrogate, grill, cross-examine
give a grilling
questionize
cross question
sorgula
{f} question

The police can't question Tom until his lawyer gets here. - Polis, avukatı gelene kadar Tom'u sorgulayamaz.

I would never question his honesty. - Onun dürüstlüğünü asla sorgulamadım.

sorgulama
questioning

When the police stopped him for questioning, Tom tried to make a run for it. - Polis onu sorgulamak için durdurduğunda Tom kaçmaya çalıştı.

Judge Dan Anderson started questioning Linda. - Yargıç Dan Anderson, Linda'yı sorgulamaya başladı.

sorgula
(Bilgisayar) submit query
sorgulama
(Bilgisayar) querying
sorgulama
inquisition
sorgulama
(Bilgisayar) polling
sorgulama
debriefing
sorgulama
(Askeri) probe
sorgulama
(Kanun) cross question
sorgulama
(Bilgisayar) interrogating
sorgulama
investigation
sorgulama
query
sorgulama
examination
sorgula
interrogate

Right after my arrest I was interrogated several times. - Tutuklanmamdan hemen sonra birkaç kez sorgulandım.

The police interrogated Tom for three hours. - Polis, Tom'u üç saat boyunca sorguladı.

sorgula
{f} query
sorgula
{f} questioned

Some people questioned his honesty. - Bazı insanlar onun dürüstlüğünü sorguladı.

The detective questioned literally thousands of people about the incident. - Dedektif olay hakkında binlerce insanı tam olarak sorguladı.

sorgula
{f} questioning

Tom looked questioningly at Mary. - Tom Mary'ye sorgulayarak baktı.

Detective Dan Anderson took Linda to the station for further questioning. - Dedektif Dan Anderson daha fazla sorgulama için Linda'yı karakola götürdü.

sorgula
{f} cross question
sorgula
{f} quiz
sorgulama
interrogation

Sami was watching the interrogation on monitors. - Sami monitördeki sorgulamayı izliyordu.

Sami was in the police interrogation room. - Sami polis sorgulama odasındaydı.

Sorgulama
querry
sorgulama
interrogation, inquiry
çaprazlama sorgulamak
cross examine
Turkish - Turkish
Suç niteliğinde bulunan bir sorun üzerine ilgili bulunanlara sorular sormak
sorgulama
Sorgulamak işi
sorgulamak
Favorites