Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
- The suitcase contained nothing but dirty clothes.
Kirli ev, kirli zemin.
- Dirty house, dirty floor.
Tom, Mary'ye pis pis baktı.
- Tom gave Mary a dirty look.
O pis ellerini benden uzak tut!
- Keep your dirty hands off me!
Tom kirlenmekten korkmuyor.
- Tom isn't afraid to get dirty.
Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları asla anlatmam.
- I know some dirty jokes, but I never tell them.
Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları anlatmam.
- I know some dirty jokes, but I don't tell them.
İğrenç şakalardan hoşlanmıyorum.
- I don't like dirty jokes.
Tom bazı iğrenç fıkralar anlattı.
- Tom told some dirty jokes.