Anne her zaman sabahları erken kalkar.
- Mother always gets up early in the morning.
Bill çok erken kalktı ve ilk treni yakaladı.
- Bill got up so early that he caught the first train.
Burası benim ilk günlerimi yaşadığım evdir.
- This is the house where I lived in my early days.
Erken ilkbahardı, bu yüzden çok sayıda müşteri yoktu.
- It was early spring, so there weren't many customers.
Modern arabalar birçok yönden eski olanlardan farklıdır.
- Modern cars differ from the early ones in many ways.
Eski Prusya dilinin canlanması seksenlerin başında başladı.
- The Old Prussian language revival began in the early 80's.
Bütün vakitsiz açan çiçekler soğuktan yandı.
- All the early flowers were bitten by the frost.
Biz erken bir başlangıç yaptık.
- We got an early start.
Tom ertesi gün erken bir başlangıç yapması nedeniyle erken yatmaya gitti.
- Tom went to bed early because he had an early start the next day.