Definition of sonrası in Turkish English dictionary
- post
Mary suffered from severe postnatal depression after the birth of her first child.
- Mary ilk çocuğunun doğumundan sonra şiddetli bir doğum sonrası depresyon geçirdi.
Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
- Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
- sequel
- after
Ann often plays tennis after school.
- Ann genellikle okul sonrası tenis oynuyor.
Tom didn't get home until after midnight.
- Tom gece yarısı sonrasına kadar eve gitmedi.
- sonra
- after
Is there a flight in the afternoon?
- Öğleden sonra bir uçuş var mı?
In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
- Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
- sonra
- later
Could you call me later?
- Beni daha sonra arar mısınız?
Did the error occur right from the start or later on? - When?
- Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?
- sonrası sağlık
- (Konuşma Dili) 1. That's all!/That's the long and short of it! 2. Never mind!/Forget it!
- soğuk savaş sonrası dönem
- (Hukuk) post-Cold War era
- sonra
- afterward
I afterward sold them to enable me to buy R. Burton's Historical Collections.
- Ben sonradan bana R. Burton 'ın Tarihi Koleksiyonlarını satın almamı sağlaması için onları sattım.
Keep your eyes wide open before marriage, half shut afterwards.
- Evlenmeden önce gözlerinizi tam açın, daha sonra yarı kapatın.
- sonra
- post
He postponed leaving for Hokkaido until next month.
- Hokkaido'ya hareket etmeyi bir sonraki aya erteledi.
Obstetrics deals with pregnancy, childbirth, and the postpartum period.
- Doğum doktorluğu, gebelik, doğum ve doğum sonrası dönemle ilgilenir.
- sonra
- then
If you see a mistake, then please correct it.
- Eğer bir yanlış görürsen sonra lütfen düzelt.
But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
- Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
- sonra
- afterwards
Keep your eyes wide open before marriage, half shut afterwards.
- Evlenmeden önce gözlerinizi tam açın, daha sonra yarı kapatın.
I'll explain afterwards.
- Daha sonra açıklayacağım.
- ameliyat sonrası
- postoperatively
- ameliyat sonrası
- (Tıp) post-surgical
- ameliyat sonrası
- (Tıp) postop
- ergenlik sonrası
- postpubescent
- ergenlik sonrası
- postpubertal
- garanti sonrası
- (Ticaret) post warranty
- lise sonrası
- (Eğitim) post-secondary
- lise sonrası
- post secondary
- lise sonrası eğitim
- (Eğitim) higher education
- menopoz sonrası
- (Tıp) postmenopause
- mezuniyet sonrası
- (Tıp) postgraduate
- pazarlama sonrası
- post-marketing
- sanayi sonrası toplum
- post industrial society
- sonra
- otherwise
Don't waste your youth, otherwise you'll regret it later.
- Gençliğini boş harcama, aksi durumda daha sonra pişman olursun.
- sonra
- forth
- sonra
- in
- sonra
- (İnşaat) sonar
- sonra
- and later
She looked like a teacher, and later I found that she actually is one.
- O bir öğretmene benziyordu ve sonra aslında onun bir öğretmen olduğunu keşfettim.
- sonra
- in future
- sonra
- post-
Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
- Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
After returning from war, many soldiers show signs of post-traumatic stress syndrome.
- Savaştan döndükten sonra birçok asker travma sonrası stres sendromu belirtileri gösteriyor.
- sonra
- epi-
- sonra
- then by
- sonra
- onwards
- sonra
- thereafter
- tedavi sonrası
- (Tıp) post treatment
- tedavi sonrası
- (Tıp) post-treatment
- tedavi sonrası
- (Tıp) after treatment
- üretim sonrası
- post-production
- sonra
- since
I haven't been back here since that unfortunate incident.
- Ben o talihsiz olaydan sonra burada tekrar bulunmadım.
Since it stopped raining, he went out for a walk.
- Yağmur durduktan sonra, yürüyüş için dışarı çıktı.
- sonra
- {f} next
There is no telling what will happen next.
- Daha sonra ne olacağını anlatmak yok.
I'm getting off the train at the next stop.
- Sonraki durakta trenden ineceğim.
- sonra
- and
If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
- İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.
The water pipes froze and then burst.
- Su boruları dondu ve sonra patladı.
- 11 eylül sonrası
- after September 11
- 11 eylül sonrası
- Post-9/11
- 11 eylül sonrası
- Post-September 11
- sonra
- the then
- sonra
- after it
- öğle sonrası
- afternoon
- afet sonrası dönem
- postimpact phase
- ameliyat sonrası
- postoperative
- ameliyat sonrası ağrı
- (Tıp) post-surgical pain
- ameliyat sonrası bakım
- (Tıp) post operative care
- bağbozumu sonrası üzüm toplamak
- glean
- borsa sonrası piyasa
- (Ticaret) kerb market
- borsa sonrası sokak piyasası
- (Ticaret) kerb market
- borsa sonrası sokakta devam eden işlemler
- curb market
- buzul sonrası göl
- (Coğrafya) postglacial lake
- buzul sonrası çağ
- (Coğrafya) postglacial age
- buzul çağı sonrası yaş
- (Çevre) postglacial age
- deney sonrası
- post-experimental
- doğum sonrası
- post natal
- doğum sonrası
- postnatal
- doğum sonrası
- 1. postnatal. 2. postpartum. 3. postnatal period
- doğum sonrası ağrılar
- afterpains
- emeklilik sonrası
- (Ticaret) post-retirement
- emeklilik sonrası çalışma maaşı
- half-pay
- erozyon sonrası sifiloid
- (Tıp) posterosive syphiloid
- etki sonrası
- (Tıp) aftereffect
- evlilik sonrası
- post nuptial
- fatura sonrası teslimat
- (Ticaret) post-posting
- geleneksellik sonrası düzey
- (Pisikoloji, Ruhbilim) postconventional level
- gerilim sonrası
- post-tension
- gerilim sonrası
- posttension
- gün batımı sonrası kızıllık
- afterglow
- güneş sonrası losyon
- after sun lotion
- harp sonrası dönem
- (Hukuk) post-war period
- hasat sonrası kalan başakları toplamak
- glean
- hipnoz sonrası amnezi
- (Pisikoloji, Ruhbilim) posthypnotic amnesia
- hipnoz sonrası telkin
- (Pisikoloji, Ruhbilim) posthypnotic suggestion
- iş sonrası
- after hours
- kolaylaştırılmış faaliyet sonrası incelemesi
- (Askeri) facilitated after-action review
- komunizm sonrası balkanlar
- (Politika, Siyaset) post-communist balkans
- kongre sonrası tur
- (Turizm) post-convention tour
- kriz sonrası
- (Askeri) off the crisis
- menopoz sonrası osteoporoz
- (Tıp) postmenopausal osteoporosis
- mesai sonrası
- after hours
- müşterek faaliyet sonrası model inceleme sistemi
- (Askeri) joint model after-action review system
- müşterek faaliyet sonrası raporlama sistemi
- (Askeri) joint after-action reporting system
- müşterek faaliyet sonrası raporu
- (Askeri) joint after-action report
- nöbet (kriz) sonrası uyku
- (Tıp) postictal sleep
- olay sonrası
- post-factum
- patlama sonrası rüzgar
- (Askeri) afterwinds
- pazarlama sonrası gözetim
- (Tıp) post marketing surveillance
- pozitif imaj sonrası
- positive afterimage
- salıverilme sonrası yardım
- aftercare
- satış sonrası servis
- after sales service
- satış sonrası servis
- after-sales service
- savaş sonrası
- postwar
Tom belongs to the postwar generation.
- Tom savaş sonrası kuşağa aitti.
The merchant accumulated tremendous fortune during the postwar era.
- Tüccar, savaş sonrası döneminde muazzam servet biriktirdi.
- savaş sonrası nevroz
- battle fatigue
- savaş sonrası ruhsal bozukluk
- combat fatigue
- seferberlik sonrası
- (Askeri) post mobilization
- sevişme sonrası aşk oyunu
- afterplay
- sevkiyat sonrası
- (Ticaret) post-shipment
- smolt sonrası
- (Denizbilim) post-smolt
- sonra
- what follows, the rest: İşin sonrası kolay. The rest of the job's easy
- sonra
- subsequent to
- sonra
- after: ondan sonra after that
- sonra
- subsequently
Tom was subsequently arrested.
- Tom daha sonra tutuklandı.
Could an almighty god create a stone that he would not be able to subsequently lift?
- Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?
- sonra
- sequel
- sonra
- otherwise, or else
- sonra
- later, afterwards, then
- sonra
- after; afterwards; later; then; in future; otherwise
- sonra
- following
Parts of the city looked like a disaster zone following the storm.
- Fırtınadan sonra şehrin bazı kısımları afet alanı gibiydi.
She married him the following year.
- Bir sonraki yıl o onunla evlendi.
- sonra
- a later time: Bunu sonraya bırakmalı. This ought to be left for a later time
- sonra
- epi
- taarruz sonrası üssü
- (Askeri) poststrike base
- tahliye sonrası yardım
- aftercare
- teslimat sonrası
- post-delivery
- uyuşturucu sonrası gevşeme
- flash
- uçak yolculuğu sonrası sersemlik
- jet fatigue
- uçak yolculuğu sonrası sersemlik
- jet syndrome
- uçak yolculuğu sonrası sersemlik
- jet lag
- yahudilerin sürgün sonrası dağılmaları
- dispersion
- yemek sonrası
- postprandial
- yemek sonrası yenilen şey
- afters
- yortu sonrası sekiz günlük dönem
- octave
- çalışma saatleri sonrası
- after hours
- çatışma sonrası harekatlar
- (Askeri) posthostilities operations
- ölüm sonrası
- posthumousness
- ölüm sonrası verilen ödül
- (Askeri) posthumous award
- üniversite sonrası eğitimle ilgili
- postgraduate