Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching TV.
O Taro'nun erkek kardeşi.
- He is Taro's brother.
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching TV.
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching television.
Matt Rita'nın kayınbiraderi.
- Matt is Rita's brother-in-law.
Kayınbiraderim geçen çarşamba vefat etti.
- My brother-in-law passed away last Wednesday.
Erkek kardeşinle birlikte okula gittim.
- I went to school with your brother.
Erkek kardeşler gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, ya da aptallar gibi birlikte öleceğiz.
- We must learn to live together as brothers, or we will perish together as fools.
My parents love me and my younger brother equally, even though he is adopted.