It bothers me immensely.
- Bu beni son derece rahatsız ediyor.
Tom is immensely powerful.
- Tom son derece güçlü.
I highly recommend it.
- Bunu son derece tavsiye ederim.
I would highly recommend it.
- Bunu son derece tavsiye ederim.
It helped me out tremendously.
- Bu bana son derece yardımcı oldu.
It's tremendously exciting.
- Bu son derece heyecan verici.
This is a matter of the utmost importance.
- Bu son derece önemli bir mesele.
It's a matter of the utmost importance.
- Bu son derece önemli bir konu.
Tom desperately needed that.
- Tom'un son derece ona ihtiyacı vardı.
I desperately need a car.
- Bir arabaya son derece ihtiyacım var.
This website is more addicting than Facebook, and infinitely more useful.
- Bu web sitesi Facebook'tan daha bağımlılık yapıcı ve son derece daha faydalıdır.
Anything is infinitely better than nothing.
- Bir şey hiçbir şeyden son derece daha iyidir.
I thought that went exceedingly well.
- Onun son derece iyi gittiğini düşünüyordum.
We're exceedingly proud of you.
- Seninle son derece gurur duyuyoruz.
Tom is extremely thankful to Mary for her help.
- Tom Mary'ye onun yardımı için son derece minnettar.
Tom is extremely busy now.
- Tom şimdi son derece meşgul.
Sami became enormously successful as a developer.
- Sami bir geliştirici olarak son derece başarılı oldu.
Tom seems to be extremely uncomfortable.
- Tom son derece rahatsız görünüyor.
Their equipment is extremely advanced.
- Onların cihazı son derece gelişmiş.
Tom is extremely busy now.
- Tom şimdi son derece meşgul.
She is a most gracious neighbor.
- O, son derece nazik bir komşudur.
Oh, I'm terribly sorry.
- Oh, son derece üzgünüm.
Tom is terribly busy at this time.
- Tom şu anda son derece meşgul.
Your new car looks awfully expensive to me.
- Yeni araban bana gerçekten son derece pahalı görünüyor.
It's awfully cold this evening.
- Bu akşam son derece soğuk.
Tom is deadly serious.
- Tom, son derece ciddidir.
The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
- Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
I strongly suspected that he had been lying.
- Onun yalan söylediğinden son derece şüphelendim.
She strongly resembles her grandmother.
- Son derece büyükannesine benzer.
Tom is exceptionally handsome.
- Tom son derece yakışıklıdır.
Mary is an exceptionally beautiful girl.
- Mary son derece güzel bir kız.
It was terribly cold and nearly dark on the last evening of the year, and the snow was falling fast.
- Son derece soğuktu ve yılın son akşamında neredeyse karanlıktı ve kar hızlı düşüyordu.
The last few days have been terribly busy for both of us.
- Son birkaç gün ikimiz içinde son derece yoğundu
I deeply regret having caused the accident.
- Kazaya sebep olduğuma son derece pişmanım.
He looked deeply into her eyes.
- Onun gözlerine son derece içten baktı.