There's no tangible connection.
- Somut bir bağlantı yok.
Our plans are not yet concrete.
- Planlarımız henüz somut değil.
There's no concrete evidence against Tom.
- Tom'a karşı somut delil yok.
We never were physical.
- Biz asla somut değildik.
I have a palpable proof.
- Somut bir kanıtım var.