He is very sullen now.
- O şu anda çok somurtkan.
Tom is surly, isn't he?
- Tom somurtkan, değil mi?
In that unwelcoming place I found too many surly people.
- Bu misafirperverliğin eksik olduğu yerde bir sürü somurtkan insan buldum.
Jane has been quiet and grumpy for the past few days.
- Jane son birkaç gündür sessiz ve somurtkandı.