Bu tür bir kanepe satın almak istemiyorum.
- I don't want to buy this kind of sofa.
Erkek kardeşim, bir araba satın almak için yeterince zengindir.
- My brother is rich enough to buy a car.
İnsanlar bütün gece bana içki ısmarlamaktadır.
- People have been buying me drinks all night.
Sana akşam yemeği ısmarlamak istiyorum.
- I want to buy you dinner.
eBay'dan satın almayı çok seviyorum.
- I love buying on eBay.
Lütfen onu satın alma.
- Please do not buy it.
At only $30, the second-hand kitchen table was a great buy.