something that slows or stops an action

listen to the pronunciation of something that slows or stops an action
English - Turkish

Definition of something that slows or stops an action in English Turkish dictionary

brake
{f} frenlemek
brake
{f} fren yapmak
brake
{i} fren

O, fren pedaline bastı. - He pressed the brake pedal.

Araba sürmeden önce frenleri kontrol edin ve ayarlayın. - Check and adjust the brakes before you drive.

brake
frenleyip durdurmak/yavaşlatmak
brake
eğleç
brake
eğleçleyip durdurmak/yavaşlatmak
brake
eğleçlemek
brake
eğleç yapmak
brake
toprak/fren
brake
fren yapma

O, zamanında fren yapmadı ve bir ağaca çarptı. - He didn't brake on time, and ran into a tree.

brake
{f} frenle

Araba sürmeden önce frenleri kontrol edin ve ayarlayın. - Check and adjust the brakes before you drive.

Frenleri tamir ederlerse, arabayı satın alacağım. - I will only buy the car if they repair the brakes first.

brake
{i} büyük eğreltiotu
brake
brakyçalıyla kaplı
brake
iş1emek brake adjustmentfren ayarı
brake
fren takozu
brake
brake block tekerlek baskı takozu
brake
{f} işlemek keten
brake
{i} çalılık
brake
{i} fre

O, fren pedaline bastı. - He pressed the brake pedal.

John ayağını frene koydu ve biz aniden durduk. - John put his foot on the brake and we stopped suddenly.

English - English
brake
something that slows or stops an action

    Hyphenation

    some·thing that slows or stops an ac·tion

    Turkish pronunciation

    sʌmthîng dhıt slōz ır stäps ın äkşın

    Pronunciation

    /ˈsəmᴛʜəɴɢ ᴛʜət ˈslōz ər ˈstäps ən ˈaksʜən/ /ˈsʌmθɪŋ ðət ˈsloʊz ɜr ˈstɑːps ən ˈækʃən/
Favorites