something nasty

listen to the pronunciation of something nasty
English - Turkish

Definition of something nasty in English Turkish dictionary

nasty
{s} pis

Mary'nin kedisi pis bir canavar. - Mary's cat is a nasty beast.

Onlar gazetede onlar hakkında bir sürü pis dedikodu yazdı. - They wrote a lot of nasty gossip about them in the newspaper.

nasty
{s} pis, tiksindirecek kadar kirli; tiksindirici, iğrenç
nasty
ağır
nasty
çirkin
nasty
edepsiz

Edepsiz olmaya gerek yok. - There's no need to be nasty.

O beni her ne zaman görse bana edepsiz bir görüntü verir. - She gives me a nasty look every time she sees me.

nasty
iğrenç

Onun iğrenç yüzü beni biraz bile korkutmadı. - His nasty face doesn't scare me even a bit.

O, sandığın gibi iğrenç adam değil. - He is not such a nasty fellow as you think.

nasty
açık saçık
nasty
berbat

Berbat bir şey olacağına dair içimde kötü bir his var. - I have a nasty feeling something awful is going to happen.

nasty
tehlikeli
nasty
kirli
nasty
terbiyesiz

Onun terbiyesiz davranışlarına dayanamıyorum artık. - I can't stand that nasty attitude of his any longer.

Ne terbiyesiz bir adam! - What a nasty man he is!

nasty
çok kirli
nasty
murdar
nasty
nasty blow ağır darbe
nasty
nasty story müst
nasty
{s} fırtınalı
nasty
(sıfat) iğrenç, çirkin, kötü, pis, edepsiz, fırtınalı, ayıp, müstehcen
nasty
{s} ayıp
nasty
sinirlendirici
English - English
nasty
something nasty

    Hyphenation

    some·thing nas·ty

    Turkish pronunciation

    sʌmthîng nästi

    Pronunciation

    /ˈsəmᴛʜəɴɢ ˈnastē/ /ˈsʌmθɪŋ ˈnæstiː/
Favorites