Tom Mary'nin başkası ile görüştüğünü bilmiyordu.
- Tom didn't know Mary was seeing someone else.
Ne kadar uğraşırsan uğraş, bırak başkasını, kendini bile bir şeye zorla inandıramazsın.
- Try as you might, but you cannot force a belief onto someone else, much less your own self.
Sami, Leyla'yı yatakta bir başkasıyla buldu.
- Sami found Layla in bed with someone else.
Hıncını bir başkasından çıkar, olur mu?
- Vent your anger on someone else, will you?
Tom onu başkasına sattı.
- Tom sold it to somebody else.
Her zaman bir başkasının aptalıyız.
- We're always somebody else's idiot.
My mother's cooking is something else!.
... So let's bring the stage lights down again just so I can show you something else cool. ...
... And something else caught my eye here, an offer. ...