İhracaat sınırları aşan ticari bir etkinliktir.
- Exporting is a commercial activity which transcends borders.
Siyasal etkinlikte bulunmak için zamanım yok.
- I have no time to engage in political activity.
Televizyon izlemek pasif bir faaliyettir.
- Watching TV is a passive activity.
O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
- She devoted herself to the volunteer activity.
Senin gözde etkinliğin nedir?
- What's your favorite activity?
Favori kış etkinliğin nedir?
- What's your favorite winter activity?
Tatoeba, yalnızca imajını kötülemek ve faaliyetini aşağılamak isteyenleri işbirlikçi olarak kabul etmemeli.
- Tatoeba should not admit as collaborators those who only wish to denigrate its image and demean its activity.
Tom hiçbir beyin aktivitesi işareti göstermiyor.
- Tom is showing no signs of brain activity.