Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

something definite, something absolute

listen to the pronunciation of something definite, something absolute
English - Turkish

Definition of something definite, something absolute in English Turkish dictionary

absolute
mutlak

Onun mutlak gücü var. - He has absolute power.

Tom mutlak bir dürüstlük insanıdır. - Tom is a man of absolute sincerity.

absolute
{s} mutlâk

Tüm çalışanlarımdan mutlak sadakat istiyorum. - I require absolute loyalty of my employees.

Tom Mary'ye mutlak gerçeği söyledi. - Tom told Mary the absolute truth.

absolute
{s} salt
absolute
{s} kesin

Öyle yapmak kesinlikle imkansızdır. - It is absolutely impossible to do so.

Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi. - I thought a bunch of people would go water skiing with us, but absolutely no one else showed up.

absolute
{s} sınırsız
absolute
{s} pol. mutlak, saltık, sınırsız: absolute monarchy mutlak
absolute
(Dilbilim) yalın
absolute
absolit
absolute
düzey
absolute
sonsuz
absolute
mükemmel

Her şekilde, kesinlikle mükemmelsin. - You're absolutely perfect, in every way.

absolute
kayıtsız şartsız
absolute
müstakil
absolute
katıksız
absolute
saf
absolute
(Askeri) MUTLAK; KATİ; KESİN; TAM
absolute
(sıfat) mutlâk, kesin, tam, salt; kayıtsız şartsız, sınırsız; saf; katışıksız
absolute
mutlak,tam
English - English
{i} absolute
something definite, something absolute
Favorites