Ben bir simültane tercüman olarak görev yaptım.
- I acted as a simultaneous interpreter.
Ben toplantıda tercüman olarak görev yaptım.
- I acted as interpreter at the meeting.
Bir çevirmenin yardımı olmadan konuştuk.
- We talked without the aid of an interpreter.
Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.
- She is working as a volunteer interpreter at the international conference.
Çevirmenlerin karşılaştığı bir sorun kaynak belgenin kötü yazılmasıdır.
- One problem translators face is that sometimes the source document is poorly written.
Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.
- Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.
Bir şey yanlış giderse bunun için sadece tercümanı suçla.
- If something goes wrong, just blame it on the translator.
İtalyanlara göre tercümanlar hain.
- According to the Italians, translators are traitors.