Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.
- Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep.
Masamda çalışırken uykuya daldım.
- I fell asleep while studying at my desk.
Uyurken cüzdanımı çaldırdım.
- I had my wallet stolen while I was asleep.
O uyurken içeri bir hırsız girdi.
- A burglar broke in while he was asleep.
İnsanlar yaşarken uykudadır, öldüklerinde uyanırlar.
- Humans are asleep when they live, they wake up when they die.
Yaşlı ayı derin uykuda.
- The old bear is fast asleep.
Tom'un bacağı uyuşmuştu bu yüzden ayağa kalkamadı.
- Tom's leg had fallen asleep so he couldn't stand up.
Onun ayakları uyuşmuştu.
- His feet were asleep.
Tom uyumaktan kendini alamadı.
- Tom couldn't help falling asleep.
Mary çocuğu uyuyana kadar bekliyordu.
- Mary had been waiting till her child fell asleep.
Tom uyuyana kadar beklemem gerekti.
- I had to wait until Tom was asleep.