someone who imports or exports without paying duties

listen to the pronunciation of someone who imports or exports without paying duties
English - Turkish

Definition of someone who imports or exports without paying duties in English Turkish dictionary

runner
{i} atlet

O elinden geleni yaptı ama kısa sürede böyle bir hızlı atlet ile rekabet edemeyeceğini gördü. - He did his best but soon saw that he could not compete with such a fast runner.

Yeraltı şehrinden kaçan atlet sen misin? - Are you the runner who escaped the underground city?

runner
(Askeri) yaya haberci
runner
(Ticaret) müteahhit
runner
(Ticaret) akar
runner
ayakçı
runner
kirişleme
runner
kızak demiri
runner
{i} haberci
runner
{i} (Botanik) sürüngen sap
runner
{i} koşucu

Jane iyi bir koşucu olmasa da, o çok hızlı yüzebilir. - Though Jane is not a good runner, she can swim very fast.

Tony hızlı bir koşucu. - Tony is a fast runner.

runner
{i} İng., k.dili. çalıfasulyesi
runner
{i} palanga ipi
runner
{i} yol halısı
runner
ray/filiz/ulak/koşucu
runner
(isim) koşucu, atlet, yarışçı, yarış atı, ulak, haberci, çığırtkan, dağıtıcı, kaçakçı, ray, çark, saban demiri, palanga ipi
runner
{i} ayak işlerini yapan kimse, ayakçı
runner
{i} dağıtıcı
runner
yerde kökler salarak uzanan bitki veya bu bitkinin sapı
runner
{i} çığırtkan
English - English
runner
smuggler
someone who imports or exports without paying duties

    Hyphenation

    some·one who imports or exports with·out pay·ing duties

    Turkish pronunciation

    sʌmwʌn hu împôrts ır ekspôrts wîdhaut peyîng dutiz

    Pronunciation

    /ˈsəmˌwən ˈho͞o əmˈpôrts ər ˈekspôrts wəᴛʜˈout ˈpāəɴɢ ˈdo͞otēz/ /ˈsʌmˌwʌn ˈhuː ɪmˈpɔːrts ɜr ˈɛkspɔːrts wɪðˈaʊt ˈpeɪɪŋ ˈduːtiːz/
Favorites