someone who gives a warning so that a mistake can be avoided

listen to the pronunciation of someone who gives a warning so that a mistake can be avoided
English - Turkish

Definition of someone who gives a warning so that a mistake can be avoided in English Turkish dictionary

monitor
{f} gözlemek

Bay Peter Blake çevre değişikliğini gözlemek için bir görevdeyken 2001 yılında Amazon nehrinde korsanlar tarafından feci şekilde öldürüldü. - Sir Peter Blake was tragically killed by pirates on the Amazon river in 2001 as he was on a mission to monitor environment change.

monitor
{i} izleme tertibatı
monitor
(Ticaret) eşgüdümcü
monitor
{i} varan
monitor
basınç algılayıcısı
monitor
(Ticaret) gözetimci
monitor
(Bilgisayar) görüntü uçbirimi
monitor
gözleyici
monitor
(Biyokimya) tekser
monitor
{i} monitör

Tom, kefaletle çıktığı sırada ayak bileği monitör bileziği takmak zorundadır. - Tom has to wear an ankle monitor bracelet while he's out on bail.

Bu monitör, benim eski monitörümden çok daha büyük bir çözünürlüğe sahip. - This monitor has a much larger resolution than my old one.

monitor
dinlemek
monitor
(Nükleer Bilimler) ışın uyarı aygıtı,izleyici,ölçüm cihazı (aygıtı), tarama aygıtı
monitor
{f} gözetle
monitor
görüntü birimi
monitor
(Tıp) Bir olayı veya durumu devamlı izlemek, devamlı kontrol altına almak
monitor
izleme veya gözlem tertibatı
monitor
(fiil) izlemek, gözlemek
monitor
sınıfta düzeni korumakla görevlendirilen öğrenci
monitor
izlemek, görüntü uçbirimi
monitor
{i} izleme/gözlem sistemi
English - English
reminder
Admonisher
monitor
someone who gives a warning so that a mistake can be avoided

    Hyphenation

    some·one who gives a warn·ing so that a mis·take Can be avoided

    Turkish pronunciation

    sʌmwʌn hu gîvz ı wôrnîng sō dhıt ı mîsteyk kın bi ıvoydıd

    Pronunciation

    /ˈsəmˌwən ˈho͞o ˈgəvz ə ˈwôrnəɴɢ ˈsō ᴛʜət ə məˈstāk kən bē əˈvoidəd/ /ˈsʌmˌwʌn ˈhuː ˈɡɪvz ə ˈwɔːrnɪŋ ˈsoʊ ðət ə mɪˈsteɪk kən biː əˈvɔɪdəd/
Favorites