English - Turkish
Definition of someone who consumes food for nourishment in English Turkish dictionary
- feeder
- besleme ünitesi
- feeder
- yemlik
- feeder
- ikmalci
- feeder
- besleyici
Bizim arka bahçede bir kuş besleyici var.
-There is a bird feeder in our backyard.
Aç kuşlar kuş besleyiciden yiyorlardı.
-The hungry birds were eating from the bird feeder.
- feeder
- şebeke hattı
- feeder
- (Gemicilik) Besleyici, besleyici elektrik hattı
- feeder
- (Gemicilik) Bebeğe süt verilen ağzı emzikli şişe, biberon
- feeder
- (Gemicilik) Beslenen, gıda alan (insan, hayvan ve bitki)
- eater
- {i} yiyen kimse
- eater
- (isim) yiyen kimse
- eater
- yiyici
O, zor beğenen bir yiyicidir.
-He is a very fussy eater.
O yaşlı adam titiz bir yiyicidir.
-That old man is a fussy eater.
- feeder
- önlük/oyuncu/beslenen
- feeder
- {i} biberon
- feeder
- {i} mama önlüğü
- feeder
- (isim) besleyici, besleyici hat, mama önlüğü, biberon
- feeder
- {i} yemlik, yem kabı
Related Terms
someone who consumes food for nourishment
Hyphenation
some·one who consumes food for nour·ish·mentTurkish pronunciation
sʌmwʌn hu kınsumz fud fôr nırîşmıntPronunciation
/ˈsəmˌwən ˈho͞o kənˈso͞omz ˈfo͞od ˈfôr ˈnərəsʜmənt/ /ˈsʌmˌwʌn ˈhuː kənˈsuːmz ˈfuːd ˈfɔːr ˈnɜrɪʃmənt/
Resimler
Favorites