someone in the same family; someone connected by blood, marriage, or adoption

listen to the pronunciation of someone in the same family; someone connected by blood, marriage, or adoption
English - Turkish

Definition of someone in the same family; someone connected by blood, marriage, or adoption in English Turkish dictionary

relative
akraba

O, akrabaları ile aynı fikirde değil. - He disagrees with his relatives.

O, akrabalarıyla birlikte kalıyor. - He is staying with his relatives.

relative
{i} hısım
relative
{s} göreceli

Bugün, Güneydoğu'da göreceli bir barış havası vardır. - Today, there is a climate of relative peace in the south-east.

Einsteine göre her şey göreceli. - According to Einstein, everything is relative.

relative
nispi

Nispi nem oranını ölçmek için, bir psikrometre kullanabilirsiniz. - You can use a psychrometer to measure relative humidity.

relative
ilgili/göreli
relative
{i} ilgi zamiri
relative
{i} yakın

Yakın bir komşu, uzak bir akrabadan daha iyidir. - A close neighbor is better than a distant relative.

Tom benim yakın bir akrabam. - Tom is a close relative of mine.

relative
mensup
relative
(sıfat) ilgili, göreceli, izafi, karşılaştırmalı, bağıl, bağıntılı
relative
başkasına nispetle vaki olan
relative
bağlı
relative
ilişkin
relative
relativenessnispet
relative
{s} karşılaştırmalı
relative
{i} ilgi cümleciği
relative
relativelynispeten
relative
{s} fiz., kim., mat. bağıl, nispi, izafi: relative humidity
relative
{s} bağıntılı
relative
(Askeri) GÖREVLİ (NİSPİ)
English - English
relative
someone in the same family; someone connected by blood, marriage, or adoption

    Hyphenation

    some·one in the same family; some·one con·nec·ted by blood, marriage, or a·dop·tion

    Pronunciation

Favorites