Tom stopped to catch his breath.
- Tom soluklanmak için durdu.
Tom had to stop to catch his breath.
- Tom soluklanmak için durmak zorunda kaldı.
Tom only has one faded photograph of grandfather.
- Tom sadece büyükbabasının soluk bir fotoğrafına sahip.
Faded jeans are still in fashion.
- Soluk pantolonlar hâlâ modadır.
The last to leave was a tall man, with a pale face and smooth, black hair.
- Ayrılacak son kişi soluk yüzlü,düz siyah saçlı, uzun bir adamdı.
She has a pale complexion.
- O bir soluk cildi vardır.
Give me a minute to catch my wind.
- Soluklanmam için bana bir dakika ver.
Faded jeans are still in fashion.
- Soluk pantolonlar hâlâ modadır.
Tom only has one faded photograph of grandfather.
- Tom sadece büyükbabasının soluk bir fotoğrafına sahip.
A tall man with a sallow complexion walked into the room and sat down next to Tom.
- Soluk tenli uzun boylu bir adam odaya girdi ve Tom'un yanına oturdu.
This plant looks sick.
- Bu bitki soluk görünüyor.