solu

listen to the pronunciation of solu
Turkish - English
breathe

Tom eats, sleeps and breathes baseball. - Tom yer, uyur ve beyzbol solur.

I want to breathe some fresh air. - Ben biraz taze hava solumak istiyorum.

{f} puff
solu gösterme
(Bilgisayar) pointing left
solu güçlü boksör
southpaw
solu temizle
(Bilgisayar) clear left
ortanın solu
Left of the centre
Avrupa solu
(Hukuk) Euro-left
erenlerin sağı solu olmaz
(Atasözü) 1. A knowledgeable person achieves success no matter what course he follows. 2. Even the best of masters is unpredictable
kuzey yeşil solu
nordic green left
ortanın solu
1. pol. group that's to the left of the center. 2. slang (coffee) with little sugar
sağı solu (belli) olmamak
(for someone) to be completely unpredictable
sağı solu belli olmama
uneven temper
sağı solu belli olmamak
chop about and change
sağı solu belli olmayan
temperamental
sağı solu belli olmaz
incalculable
sağı solu belli olmaz
unpredictable

Tom's very unpredictable when he's been drinking. - Tom içki içerken çok sağı solu belli olmaz.

They're unpredictable. - Onların sağı solu belli olmaz.

sağı solu olmamak
to chop and change
Turkish - Turkish

Definition of solu in Turkish Turkish dictionary

ortanın solu
Ilımlı siyasi görüşe göre, sosyal alanla ilgili köklü değişimleri gerçekleştirmek çabasında bulunan partilerin benimsedikleri görüş
solu
Favorites