Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

solitude, loneliness, retirement

listen to the pronunciation of solitude, loneliness, retirement
English - Turkish

Definition of solitude, loneliness, retirement in English Turkish dictionary

solitary
{s} yalnız

O yalnız bir hayat sürdü. - She led a solitary life.

O, yalnız başına yürüyüşe çıkmayı sever. - She likes to go for solitary walks.

solitary
{s} ıssız
solitary
{s} tek bir: Can you give me a solitary example? Tek bir örnek verebilir misin?
solitary
(Tıp) kemiğin soliter miyelomu
solitary
tek bir
solitary
ücra
solitary
kendi başına
solitary
arkadaşsız
solitary
yalnız yaşayan

Yerdomuzları yalnız yaşayan hayvanlardır. - Aardvarks are solitary animals.

solitary
Terk edilmiş
solitary
{s} bir tek
solitary
solitary confinement hücre hapsi
solitary
tenha
solitary
{s} münzevi
solitary
{s} kimsesiz
solitary
(sıfat) kimsesiz, ıssız, yalnız, tek, yalnız yaşayan, bir tek, münzevi
English - English
{n} solitary
{n} solitariness