Biz sağlamca arkandayız.
- We are solidly behind you.
Su sıvıdır. Donduğu zaman, katılaşır.
- Water is liquid. When it freezes, it becomes solid.
Şüphelilerin hepsinin katı mazeretleri var.
- All of the suspects have solid alibis.
Bürokratlar dev şirketler ile sağlam bağları sürdürürler.
- The bureaucrats maintain solid ties with the gigantic corporations.
Bu evin sağlam bir temeli vardır.
- This house has a solid foundation.
Su donduğunda ve sertleştiğinde, biz buna buz deriz.
- When water freezes and becomes solid, we call it ice.
Amerikan ekonomisi mükemmel durumdadır.
- The American economy is in solid shape.
Bu heykel som altından yapılmış.
- This statue is made of solid gold.
Kıralın tahtı som altından yapılmıştı.
- The king's throne was made out of solid gold.
Bugün, bir hafta içinde ilk kez, Tom katı yiyecek yiyebildi.
- Today, for the first time in a week, Tom was able to eat solid food.
Peynir, inek, keçi, koyun, ve diğer memelilerin sütlerinden yapılan bir katı gıdadır.
- Cheese is a solid food made from the milk of cows, goats, sheep, and other mammals.
American English writes many words as solid that British English hyphenates.
I prefer solids over paisleys.
The doctor said I can't eat any solids four hours before the operation.
Many long-established compounds are set solid.
He wore a solid shirt with floral pants.