Ben gerçekten Tom'un konserine gitmek istiyordum ama onun hepsi satılmıştı.
- I really wanted to go to Tom's concert, but it was sold out.
Amerika'da tereyağı paund'la satılmaktadır.
- Butter is sold by the pound in the USA.
Ayakkabı çift olarak satılmaktadır.
- Shoes are sold in pairs.
Maria sokakta satılan yiyecekleri yemiyor.
- Maria doesn't eat food that's sold on the street.
Japonya'da satılan otomobillerin yüzde 90'dan fazlası Japon'dur.
- More than 90 percent of cars sold in Japan are Japanese.
Bu ilaç, halen eczanelerde satılmamaktadır.
- This medicine is still not sold in pharmacies.
Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
- We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.
Bu şirketlerin hisseleri halka satıldı.
- Shares of these companies were sold to the public.
Geçen yıl şirket özel yatırımcılara satıldı.
- Last year, the company was sold to private investors.
1. That car is sold.
2. I am sold and going to buy it.