Leyla ailesi tarafından, özellikle de annesi tarafından sosyal olarak soyutlanmıştı.
- Layla was socially isolated by her parents, especially her mother.
O, sosyal olarak garip olmalı.
- That must have been socially awkward.
Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
- Social order does not come from nature. It is founded on customs.
Toplumsal huzursuzluğu yok etmek önemlidir.
- It is important to eliminate the social unrest.
Sosyal ağlarda hırsızlar, sahteciler, sapıklar veya katiller olabilir. Güvenliğiniz için, onlara inanmamalısınız.
- There may be thieves, fakers, perverts or killers in social networks. For your security, you shouldn't believe them.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.
- A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.
Sosyalist parti onu başkan adayı olarak yetiştirdi.
- The Socialist Party groomed him as a presidential candidate.
Sosyalist Parti oyların sadece% 18'ini aldı.
- The Socialist Party only got 18% of the votes.
Kediler arkadaş canlısı hayvanlardır.
- Cats are social animals.
What's your social?.
Fred hated going down to the social to sign on.
... socially and economically ...
... you know speaking about socially his ninety-six bathroom ...