Bu birdenbire olmadı.
- It didn't happen all at once.
Her şey birdenbire oldu.
- Everything happened all at once.
En azından ayda bir defa anne babana yazmayı unutmamalısın.
- You must not forget to write to your parents at least once a month.
Bütün çamaşırımı bir defada yıkayabilir miyim?
- May I wash all my laundry at once?
Lütfen bunu en kısa zamanda yapın.
- Please do it as soon as possible.
En kısa zamanda bunu yapmaya çalışacağız.
- We'll try to do that as soon as possible.
Bunu yapar yapmaz akşam yemeği hazırlığına başlamanı istiyorum.
- As soon as you have done that, I would like you to start preparing supper.
O telefon görüşmesi yapar yapmaz eve gitti.
- He went home as soon as he got the phone call.
Tom Mary'nin artık dinlemediğini fark eder etmez konuşmayı durdurdu.
- Tom stopped talking as soon as he noticed Mary wasn't listening anymore.
Muhabirler Tom mahkeme salonunu terk eder etmez sorular sormaya başladı.
- The reporters started asking Tom questions as soon as he left the courtroom.
Bu e-postayı görür görmez lütfen hemen cevapla.
- As soon as you see this E-mail please reply right away.
Tartışma sona erer ermez, ben hemen ofisten ayrıldım.
- As soon as the argument ended, I left the office forthwith.
As soon as they return, I will telephone you.
- Sobald sie zurück sind, rufe ich Sie an.
As soon as she heard the news, she broke into tears.
- Sobald sie die Nachricht gehört hat, ist sie in Tränen ausgebrochen.