O, bir bakıma, işin parçasıydı. - That was, as it were, part of the job.
O, bir bakıma, işin parçasıydı.
That was, as it were, part of the job.
Birbirimize tıpa tıp benziyoruz, bir bakıma. - We're cut from the same cloth, as it were.
Birbirimize tıpa tıp benziyoruz, bir bakıma.
We're cut from the same cloth, as it were.