so as to persuade, pleasingly

listen to the pronunciation of so as to persuade, pleasingly
English - Turkish

Definition of so as to persuade, pleasingly in English Turkish dictionary

so as to
-mek için: He did this so as to prevent theft. Bunu, hırsızlığı önlemek için yaptı
so as to
-mek amacıyla
so as to
-ecek bir şekilde
so as to
-mek için
so as to
için

O, zamanında varmak için koştu. - He ran, so as to arrive on time.

Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık. - We stayed home for Christmas, so as to avoid heavy traffic.

so as to
-cek biçimde
So as to
-mak için
so as to
1. -mek için: He did that so as to annoy me. Beni kızdırmak için yaptı. 2. -ecek bir şekilde: He coughed so as to attract Selmin´s attention. Selmin´in dikkatini çekecek bir şekilde öksürdü
persuasively
ikna edici bir şekilde
persuasively
z. ikna edici şekilde
so as to
ecek şekilde
so as to
mak için
so as to persuade, pleasingly
Favorites