so as to excite appetite

listen to the pronunciation of so as to excite appetite
English - Turkish

Definition of so as to excite appetite in English Turkish dictionary

so as to
-mek için: He did this so as to prevent theft. Bunu, hırsızlığı önlemek için yaptı
so as to
-mek amacıyla
so as to
-ecek bir şekilde
appetizing
iştahlandıran
so as to
-mek için
so as to
için

Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım. - Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning.

İşitebilmek için önde oturdu. - He sat in the front so as to be able to hear.

so as to
-cek biçimde
So as to
-mak için
appetizing
iştah uyandırıcı
so as to
1. -mek için: He did that so as to annoy me. Beni kızdırmak için yaptı. 2. -ecek bir şekilde: He coughed so as to attract Selmin´s attention. Selmin´in dikkatini çekecek bir şekilde öksürdü
appetizing
{s} iştah açıcı

Yemek çok iştah açıcı görünmüyordu. - The food didn't look very appetizing.

Bu çok iştah açıcı görünmüyor. - It doesn't sound very appetizing.

appetizing
{s} istek uyandıran
appetizing
iştah verici
appetizing
{s} iştah açıcı; lezzetli
so as to
ecek şekilde
so as to
mak için
so as to excite appetite

    Hyphenation

    so as to ex·cite ap·pe·tite

    Turkish pronunciation

    sō äz tı îksayt äpıtayt

    Pronunciation

    /ˈsō ˈaz tə əkˈsīt ˈapəˌtīt/ /ˈsoʊ ˈæz tə ɪkˈsaɪt ˈæpəˌtaɪt/
Favorites