Tom'un sohbet odalarında gerçek ismini vermeyecek kadar aklı var.
- Tom knows better than to give his real name in chat rooms.
O benimle sohbet etmektense Tatoeba'daki cümleleri tercüme etmeyi tercih ediyor.
- She would sooner translate sentences on Tatoeba than chat with me.
Özel olarak konuşmamız gerek.
- We need to have a chat in private.
Konuşmaya devam ettik.
- We continued chatting.
Biliyorsun, geçen gün sokakta onunla karşılaştık, biz konuşmak için durduk.
- You know, I came across him in the street the other day, we stopped to chat.
Seninle konuşmak güzeldi.
- It was really nice chatting with you.
O benimle sohbet etmektense Tatoeba'daki cümleleri tercüme etmeyi tercih ediyor.
- She would sooner translate sentences on Tatoeba than chat with me.
Sizinle e-posta ile sohbet etmek istiyorum.
- I would like to chat with you by e-mail.