Definition of sleepless, that experiences sleeplessness in English Turkish dictionary
- insomniac
- uykusuzluk çeken
- insomniac
- uykusu zor gelen
- insomniac
- uykusuz
O karanlıkta otururken bilgisayarında yazı yazıyor, cıvıl cıvıl öten sabah kuşlarının sesini duyuyor ve bütün gece uyumadığını fark ediyor- fakat uykusuzluk hastası hâlâ uyumayı reddediyor.
-As he sits in the dark, typing away at his computer, he hears the sound of morning birds chirping away and realizes he has been up all night - but the insomniac still refuses to sleep.
- insomniac
- uyuyamayan
- insomniac
- {i} uykusuzluk çeken kimse
- insomniac
- {i} uykusuzluk hastası
O karanlıkta otururken bilgisayarında yazı yazıyor, cıvıl cıvıl öten sabah kuşlarının sesini duyuyor ve bütün gece uyumadığını fark ediyor- fakat uykusuzluk hastası hâlâ uyumayı reddediyor.
-As he sits in the dark, typing away at his computer, he hears the sound of morning birds chirping away and realizes he has been up all night - but the insomniac still refuses to sleep.
- insomniac
- (isim) uykusuzluk hastası
Related Terms
Definition of sleepless, that experiences sleeplessness in English English dictionary
- {s} insomniac