slang for an overhead transformer

listen to the pronunciation of slang for an overhead transformer
English - Turkish

Definition of slang for an overhead transformer in English Turkish dictionary

can
{f} yapabilmek

O, yurtdışında eğitim yapabilmek için çok çalışıyor. - He works hard so that he can study abroad.

can
{f} ebilmek
can
{i} popo

Çok fazla fasulye yedim ve şimdi popom ötmeyi durduramıyor. - I ate too many beans and now my backside cannot stop singing.

can
-ebilmek
can
{i} konserve kutusu
can
konserve yapmak
can
teneke kutu

Teneke kutu içinde altı tane balık var. - There are six fish inside the tin can.

O, caddedeki teneke kutuları topladı. - He picked up cans in the street.

can
ebil(mek)
can
argo yüznümara
can
ABD

Ben onun ABD vatandaşlığından vazgeçtiğine inanamıyorum. - I can't believe he renounced his U.S. citizenship.

Porto Rikolular ABD vatandaşıdırlar ama federal seçimlerde oy kullanamazlar. - Puerto Ricans are U.S. citizens but cannot vote in federal elections.

can
{f} konservelemek
can
{i} argo tuvalet, memişhane, yüznumara
can
(Tekstil) kova

Ken'i kovamıyorum. O iyi bir işçi. - I cannot fire Ken. He's a good worker.

Her kovanda sadece bir kraliçe olabilir. - In each beehive there can only be one queen.

can
{f} kayıt yapmak (ses ya da görüntü)
can
-ebil-, yapmak imkânı olmak: Can you do this work? Bu işi yapabilir misin? I couldn't find my hat. Şapkamı bulamadım
can
{i} argo klozet; hela taşı
can
{f} uzaklaştırmak (okul)
can
{f} kovmak

Tom'u kovmaktan daha iyi bir şey istemiyorum ama bunu yapamıyorum. - I'd like nothing better than to fire Tom, but I can't do that.

English - English
can
slang for an overhead transformer

    Hyphenation

    slang for an o·ver·head trans·form·er

    Turkish pronunciation

    släng fôr ın ōvırhed tränsfôrmır

    Pronunciation

    /ˈslaɴɢ ˈfôr ən ˈōvərˈhed transˈfôrmər/ /ˈslæŋ ˈfɔːr ən ˈoʊvɜrˈhɛd trænsˈfɔːrmɜr/
Favorites