skandal

listen to the pronunciation of skandal
Turkish - English
scandal

A banking scandal is sweeping across Capitol Hill. - Bir bankacılık skandalı Capitol Hill'i baştan başa süpürüyor.

They have something to do with the scandal. - Skandalla ilgili yapacak bir şeyleri var.

{i} expose

He had the courage to expose the scandal. - Skandalı ortaya çıkaracak cesareti vardı.

skandal çıkaran araştırmacı
muckrake
büyük skandal
Roman holiday
Turkish - Turkish
Büyük yankı uyandıran, utanç verici veya küçük düşürücü olay: "Ben evimde skandal istemem demedim mi?"- P. Safa
Büyük yankı uyandıran, utanç verici veya küçük düşürücü olay
skandal
Favorites