siz

listen to the pronunciation of siz
Turkish - English
you

I don't see your point. - Siz insanları anlamıyorum.

I do not understand you. - Siz insanları anlamıyorum.

without

Tom wouldn't leave without your permission. - Tom sizin izniniz olmadan gitmedi.

Ordering from catalogs saves you time and money without requiring you to leave the house. - Kataloglardan sipariş verme evden ayrılmanızı gerektirmeden size zaman para kazandırır.

non

That's none of your business. - Onun sizinle bir ilgisi yok.

It's none of your business. - Bu sizi ilgilendirmez.

innocent of
in
out of

We're going to get you out of there. - Sizi oradan çıkaracağız.

Your ideas are all out of date. - Sizin fikirleriniz tamamen çağ dışıdır.

sine
void of
sans
lacking
wanting
devoid of
un
ye
ex
with no
guiltless
bereft
thee
{f} leak
siz çok güzelsiniz
you are very beautiful
Siz bilirsiniz
It's up to you, As you like
siz bana bozuk para borç verebilir misiniz
Can you lend me a dime
siz beklerken tamir edebiliriz
We can fix it while you wait
siz bilirsiniz
as you please
siz bilirsiniz
As you like./OK, you know best./The decision's up to you
siz diye hitap etmek
to address sb formally, not to be on Christian-name terms
siz haklısınız
You are right
siz haksızsınız
You are wrong
siz hangi takımı tutuyorsunuz
Which team are you a fan of
siz olan
wanting
siz sağ olun
Never mind!/Forget it!/ Don't worry about it
-siz
out of
-siz
free from
-siz
un-
-siz
non-
-siz
without
-siz
minus
-siz olan
wanting
ne diyorsunuz siz
what are you saying
neden siz
Why you
sen veya siz
u (you)
önce siz
after you!
English - Turkish

Definition of siz in English Turkish dictionary

siz siz olun
don't ever (do something)
siz siz olun
be careful on
siz siz olun
never (do something)
siz
Favorites