A curtain of mist blocked our view.
- Bir sis perdesi bizim görüşümüzü engelledi.
In order to learn from mistakes, we construct a no blame system.
- Hatalardan öğrenmek için bir suçlama yok sistemini kurmalıyız.
The light of the lamp glimmered in the fog.
- Lambanın ışığı siste parıldıyordu.
The fog prevented him from seeing very far ahead.
- Sis onun çok uzağı görmesini engelledi.
The accident was due to the smog.
- Kaza kirli sis nedeniyle oldu.
The air was infected with photochemical smog.
- Hava fotokimyasal sis ile enfekte edildi.
Kız kardeşim şekerleri sever.
- My sister likes sweets.
O benim kız kardeşimi oyuncaklarından etti.
- He deprived my little sister of all her toys.
O benim annem değil fakat en büyük ablamdır.
- She is not my mother but my oldest sister.
Ablam her gün koşuya gider.
- My older sister goes jogging every day.
Kızkardeşim şimdi kötü bir soğuk algınlığı geçiriyor.
- My sister is suffering from a bad cold now.
Sen ve kızkardeşin yakın mısınız?
- Are you and your sister close?