sinirlenmek

listen to the pronunciation of sinirlenmek
Turkish - English
get angry

He tends to get angry when people oppose him. - İnsanlar ona karşı geldiği zaman o sinirlenmek eğilimindedir.

to get mad (at); to get irritated (at), get annoyed (at)
to be/get annoyed/irritated, to be cross (with sb) (about sth)
go off at half-cock
resent
be cross
get irritated
(Argo) throw a fit
to be cross
peeve
become irritated
cross
be peeved at
(deyim) have a fit
flare out
bridle up
worry
flare
be steamed up
be riled at
lose one's temper
jitter
get the willies
flap
become angry
cut up rough
grow hot
flame up
get hot
bristle up
be riled
{k} get one's wind up
go off at half cock
blow one's stack
grizzle
sinir
{i} nerve

Tom's way of speaking gets on my nerves. - Tom'un konuşma şekli benim sinirlerimi bozuyor.

Tom's way of speaking got on my nerves. - Tom'un konuşma şekli sinirlerime dokundu.

sinir
anger

His face turned red with anger. - Yüzü sinirden kızardı.

He was red with anger. - Sinirden kıpkırmızı olmuştu.

sinir
{i} temper

He sometimes loses his temper for nothing. - Bazen sebepsiz yere sinirleniyor.

She is apt to lose her temper. - Sinirlenmeye eğilimlidir.

sinir
{s} nervous

The central nervous system consists of four organs. - Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.

I became very nervous when I couldn't locate my passport. - Pasaportumu bulamadığımda çok sinirlendim.

sinir
{i} pet
sinir
{i} fury
sinirlenme
pet
sinir
tendon
sinir
(Havacılık) boundary
sinir
crabby
sinir
fibre
sinir
annoying

This noise is annoying. - Bu gürültü sinir bozucu.

Why are you annoying your sister? - Kız kardeşini niçin sinirlendiriyorsun?

sinir
string
sinir
irritating

Tom's an irritating person to work with because he'll never admit it when he's made a mistake. - Bir hata yaptığında onu asla kabul etmeyeceği için Tom birlikte çalışmak için sinir bozucu bir kişi.

Tom is irritating because he always has to have the last word in any argument. - Tom bir tartışmada her zaman son söze sahip olduğu için sinir bozucudur.

sinir
equanimity
sinir
irksome
sinirlenme
(Konuşma Dili) take it easy

Calm down, Tom. Take it easy. - Sakin ol, Tom. Sinirlenme.

sinir
arse
sinir
bugger
aniden sinirlenmek
fly into a temper
sinir
{i} limit
sinir
neuronic
sinir
{i} border
sinir
border line
birden sinirlenmek
fly into a rage
hemen sinirlenmek
fly into a temper
sinir
tantrum

You never know when he's going to throw another tantrum. - Onun ne zaman sinir krizi geçireceğini hiçbir zaman önceden kestiremezsin.

sinir
(Anatomi) nerve
sinir
quirk, peculiar trait, peculiarity of behavior
sinir
neural

Google uses a neural network to translate sentences. - Google, cümleleri çevirmek için bir sinir ağı kullanır.

sinir
nerve; sinew, fibre; anger, irritation; emotional balance, equanimity; crabby, irritating, irksome, annoying
sinir
equanimity, emotional balance: Bende sinir kalmadı. My nerves are shot./I'm very upset
sinir
sinew
sinir
anger; irritation
sinir
(Konuşma Dili) sinew, tendon; muscle fiber
sinir
irritating, exasperating (person, thing)
sinir
thing about which one is fastidious
sinir
choler
sinir
bordering
sinirlenme
flap
sinirlenme
discomposure
sinirlenme
vexation
sinirlenme
getting angry
sinirlenme
exasperate
sinirlenme
discompose
çabuk sinirlenmek
have a short fuse
çok sinirlenmek
go mad
Turkish - Turkish
Duygu ve davranışlarını denetleyemeyecek duruma gelmek, öfkelenmek, köpürmek, feveran etmek: "Elindeki mendili didikleyerek dudaklarını ısırarak yürüyor, gittikçe sinirleniyordu."- P. Safa
Duygu ve davranışlarını denetleyemeyecek duruma gelmek, öfkelenmek, köpürmek, feveran etmek
uyuz olmak
Sinir
(Osmanlı Dönemi) KETİTE
Sinir
(Osmanlı Dönemi) HIŞAŞ
sinir
Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet: "Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu."- R. N. Güntekin
sinir
Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhsal niteliği: "Tren kalktıktan biraz sonra sinirlerdeki gerginlik geçer."- R. N. Güntekin
sinir
Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet
sinir
Hoşa gitmeyen, can sıkan
sinir
Rahatsız edici, hastalık derecesine varan özellik
sinir
Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhî niteliği
sinir
Kas kirişi ve zarı
sinirlenme
Sinirlenmek işi
sinirlenmek
Favorites