John tends to get angry when he doesn't have his own way.
- John kendi tarzıyla yapmazsa, sinirlenme eğilimindedir.
I get angry when my boyfriend talks to other girls.
- Erkek arkadaşım başka kızlarla konuştuğu zaman sinirleniyorum.
He became forgetful, which annoyed him intensely.
- O unutkan oldu, bu onu şiddetle sinirlendirdi.
The child annoyed her with questions.
- Çocuk soruları ile onu sinirlendirmişti.