Şarkıcı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da da ünlü.
- The singer is famous not only in Japan but also in Europe.
Şarkıcı genç insanlar arasında popülerdir.
- The singer is popular among young people.
O bir şair olarak değil, bir şarkıcı olarak ünlüdür.
- She's famous as a singer but not as a poet.
O güzel kuş her gün ötmekten başka bir şey yapmadı.
- That pretty bird did nothing but sing day after day.
Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
- We enjoyed singing songs together.
Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.
- Singing is an honest and pleasurable entertainment, but one must be careful to avoid singing or taking pleasure in listening to lewd songs.
Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
- We all felt embarrassed to sing a song in public.
Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.
- Linda stood up to sing.
Mireille Mathieu, Fransa'nın en iyi şarkıcılarından biridir.
- Mireille Mathieu is one of France's best singers.
En iyi jazz şarkıcıları arasındadır.
- He is among the best jazz singers.
Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi.
- The girls came singing toward the crowd.
Onlar şarkı söyleyebilirler.
- They're able to sing.
Eskiden konser verdiğimde Tom ve Mary arkada benim yedek şarkıcılarımdı.
- Tom and Mary were my backup singers back when I used to perform.
En iyi jazz şarkıcıları arasındadır.
- He is among the best jazz singers.
I really want to sing in the school choir. said Vera.
Your singing puts many a professional singer to shame.
- Your singing puts professional singers to shame.
Your singing puts professional singers to shame.
- Your singing puts many a professional singer to shame.
... to interpret if you want to be a singer or an artist or a song ...
... are an amazing singer. ...